Google, ya da daha geneliyle arama motorları (bunlara makale arama ve her türlü internet taraması yöntemleri dahil) kullanıcıların taleplerine ve ilgilerine göre değişebilen, öğrenebilen sistemler. Biz onları kullandıkça, bizden topladıkları verilerle kendilerini geliştirebiliyorlar. Fakat bir de madalyonun öbür yüzü var. Biz de bu sistemleri kullandıkça kendimizi o sistemin tepkilerine göre geliştiriyoruz. Hatta, önceki öğrenme ve değer üretme kavramlarımızın ağırlığı bu tarama yetisini geliştirmeye kayabiliyor.

Arama araçları biz onları kullandıkça bizim alışkanlıklarımızı öğreniyor, bazı bilgileri bu doğrultuda unutuyor. Biz de burada sadece özne değiliz, özne olmak ile nesne olmak arasında devinip duruyoruz.