En güzeli en sadesi
Hani İngilizce'de bir laf vardır: "Simple is the best" diye. Aynen öyle işte; en iyisi, en güzeli, en sadesi. Tasarım için bu tamamıyla geçerli. Ders notu hazırlamak için de, ödev yaparken de, konuşurken de ve tabii ki günlüğe yazı yazarken de!
Sanırım site, afiş, broşür, vb. tasarlamaya ve bu iş için kafa patlatmaya başlayalı 6 yıl kadar oldu. Kimisi resim yapar, kimi müzikle uğraşır, benim için de böyle bir şey tasarım. Bu işi yaparken neleri düşünüyordum: Bu renk uyumu olur mu? Logoyu nereye koysam? Menüler nasıl olsa? Şöyle birkaç güzel resimle zenginleştirip cafcaflasam nasıl olur? Tabii gün geçtikçe değişiyor zevkler ve amaç, şu an bambaşka sorular sormaya başladım. Kullanıcı için bu iş faydalı olur mu? Kullanımını nasıl daha kolay kılabilirim, yani nasıl ederim de kullanıcı dostu olur yaptıklarım. Koyduğum herhangi bir şeyi çıkardığımda eksikliği hissediliyor mu? Kullanıcılar bu işe katkıda bulunabiliyorlar mı, yoksa bakıp geçiyor ve sadece tüketiyorlar mı? Ve en önemlisi ben bu işi niye yapıyorum?
Herkesin bir tasarım süreci vardır. İki dönem asistanlığını yaptığım "Software Engineering" (Yazılım Mühendisliği) dersini alan arkadaşlarda da, kendimde de bu süreci gözlemleyebiliyorum. İnsanlara ilk başlarda "Comic Sans", "Monotype Corsiva" gibi fontlar çok güzel gelir. Arkaplan için döşeme resim kullanılır. Her yerde bir renk cümbüşü, gözler nereye bakacağını şaşırır. Efektler, janjanlar diz boyu. Sayfalar gereksiz bir sürü artıkla doldurulur zengin gözükmesi için. Geliştirici, hiçbir gün oturup da kullanıcı rolüne geçerek ziyaret etmez yaptıklarını, dolayısıyla sanki kullanıcılar olmayacakmış gibi bir süreç izlenir. Ve en önemlisi bu iş doğasına ters düşen "deadline" (son gün) mantığı ile yapılır. Süreçten zevk alınmaz.
Peki sonradan ne olur? Çoğu harcanan emeğin israf olduğu ortaya çıkar, çünkü iyi bir kullanıcıyı kandıramazsınız. O, orada burada bin tane link görmek, kopyala-yapıştır yazılar okumak, zırp pırt göz kırpan reklamlarla boğuşmak ve değerli olmayan bir içeriğe zaman harcamak istemez. O yüzden iyi bir iş yapmak için O'nu düşünmek gerekir, ancak öylelikle işler sıkıcı olmaktan çıkıp O'nun katkılarıyla gelişir ve iyi geliştiricilere "güzel oldu be, iyi ki uğraşmışım" dedirtir. Dönüp baktığımda bana da bu lafı dedirten az örnek var, yazdıklarım aslında biraz da kendime gönderme :)
Şöyle düşünür insanlar; "Aman canııım, herkes internet sayfası yapar.". Doğrudur ama herkes iyi bir internet uygulaması yapamaz! Ülkemizde buna çok az örnek vardır. Sadece emek de yetmez, birazcık zevk sahibi olmalı insan. Kod yazmaya üşenmemeli. "Ben kullanıcı olsam" diye başlayan sorular üretip cevaplayabilmeli. Tasarımdan kastım, sadece görselliği kapsamıyor elbette. RSS gibi bir abonelik sistemi görsel tasarım değildir, Gmail logo dışında hiçbir resim içermez, Wikipedia neredeyse siyah beyaz bir sitedir, ama hepsi benim anlatmak istediklerim için rol modeldirler. Gün olur, bir kodu temiz yazarsınız, modülerleştirirsiniz, bu bile çok keyiflidir.
Bir de reklamdan bir sürü para kazanma hevesiyle bu işe bulaşan bir kesim var ki, sayıları hiç de az değil. İnsanın, emeklerinin karşılığında para kazanması doğaldır (Örneğin hoşuma giden veya çok işime yarayan bir yazıyı okurken, sade reklamlar görürsem tıklamakla ne kaybederim ki? En azından yazarına emeğinden yararlandığım için bir faydam dokunur.). Ama bu işi sadece para kazanmak için yapınca içerik tamamen ordan burdan kırpma, seviyesiz yazılarla doldurma işine dönüyor. Doğru mu bilmem, bana pek hoş gelmiyor. Arama yapıp, böyle boş sitelere düşüp, zaman kaybedince hoş da olmuyor hani.
Sadece tasarımda değil sadelik, dediğim gibi her şeyde. En takdir ettiğim öğretmenlerim hep o konuyu benden çok daha sade düşünebilen ve bize de öyle aktarabilen kişiler. En sevdiğim yazılı ve ödev kağıtları "oradan puan çalarım, buradan ne kapsam iyi" mantığından uzak, doğru bildiğini kısa ve öz yazan öğrencilerin kağıtları. İnsanların en güzelleri (ben bu sınıfa pek dahil olamasam da) boş yere gevezelik etmeyip, sizden zamanınızı çalmayan akıllı insanlar. Tabii kulağıma küpe olsun diye de günlüklerin en güzelleri gereksiz bilgi içermeyenler, ileriye yönelik fayda getirecek içeriğe sahip olanlar.
Yani, özetle; en güzeli en sadesi!