Mühendisler sorun çözmeye odaklı bir eğitim alırlar ve hayata bakış açıları kimi zaman mühendis olmayanlara göre bambaşkadır. Hatta kendileri bu durumun pek farkında olmayabilirler. Örnek bir hikaye anlatayım. Yakın zamanda kontrol mühendisi bir arkadaşımla beraber Tophane'deki şu ünlü Bodyworlds müzesine gittik. Müzede plastikleştirilmiş insan ve hayvan cesetleri var. Girdik müzeye, başladık gezmeye. İnsanlar şaşkınlık içinde, aa kalp böyle miymiş, pankreas da amma ilginçmiş, ceninler böyle oluyor demek ki, ne de çok damar varmış gibi ifadelerle inceliyorlardı örnekleri. Bizde ise durumlar kısmen farklı. Bir ceset gözüme takıldı, dedim ki, yahu şu tek ayak üstünde duran cesedi bir yere bağlamamışlar, ağırlık merkezi önde, düşmeden nasıl duruyor acaba, kesin ayağının altından çiviyle yere çakmışlardır! Arkadaş da önden baktı, arkadan baktı, düşünceli, belli ki onunda aklına takıldı. Gezmeye devam ettik. Arkadaş bir yerde dedi ki, bu kesitleri nasıl almışlar, dağılmadan nasıl duruyor böyle. Gezdik, gezdik, sonra arkadaş birdenbire durdu: İsmail, herkes neden bahsediyor, biz neleri düşünüyoruz?!

Sanırım, mühendis kafası biraz böyle çalışıyor. Bankamatiklerin önünde kurulan kuyrukların birinde beklerken, şunları tek kuyruğa indirirsek herkes ortalamada en az beklemiş olur türünden düşünceler geliyor aklına.

Başlığa dönelim: Zihin tıkanması. Dedim ya, mühendis dediğin problem çözer. Aldığı veya kendine kattığı eğitime göre de olabildiğince hesaplı ve iyi sonuç alacak biçimde yapar bu işlemi. Ama tek bir şartla. O da problem tanımının iyi yapılması. Problem iyi tanımlanmamışsa, muğlak bırakılmışsa, analitik düşünceyle örülmüş beyin iflasa uğrar ve olası çözümleri düşünmek yerine problemde açık olan yerleri doldurarak oluşturulabilecek olası yeni problemler üstüne kafa yormaya başlar. Bu da yeni yeni çözümler demek olur ve çözümü eniyilemeye ayarlanmış beyin, yeterli zamanda bunu yapamaz ve tıkanır. Ben buna zihin tıkanması diyorum.

Zihin tıkanması; çözümü bilmemek değil, bilakis soruyu bilmemek. Ve bir mühendisin karşılaşabileceği en kötü durum.

hepimiz