Küçükken miskette bir kural vardı. Oyun sırası sende iken temizlik çerçöp dedin mi önünü istediğin gibi temizlerdin. Malum, tartan pistte misket oynamadık. Sokakta çalı çırpının, tozun çapağın içinde oynadık. Fakat rakip senden hızlı davranır da bu sihirli sözcüğü derse o zaman hedefe giden yolda artık ne varsa razı olurdun, yuvarlardın kafçiği çöplerin arasına.

Büyüdük, koca koca insanlar olduk. Misket değil de başka başka oyunlar oynuyoruz artık hayatta. Küçükken cin gibiydik, temizlik çerçöpü ilk biz derdik. Şimdi kendi oyunumuzda onlar der oldu. Bir türlü önümüzü temizleyemez, yolu doğrultamaz olduk. Düşünüp taşınmaya, zihnimizi temizlemeye zamanımız yok artık. Kendimize es fırsatı yaratamadan sonraki hamleyi yapmaya zorlanır olduk. Aslında zorlanmaktan çok kendimiz ettik, kendimiz bulduk. Sihirli sözcükleri unuttuk.

Ben de temizlik çerçöp demek istiyorum bu aralar. İşler birikti, uzun süredir oynanan oyunlar ortalığı biraz dağıttı. Oyuna ara verip önümü temizlemek lazım ki bir sonraki hamleyi iyi yapayım.

Çok alangirli laflar değil bunlar, altında buzağı yok. Yazılımcı iseniz refactoring deyince anlarsınız. Yani yeni şeyler katmadan -aynı işlevleri sağlamaya devam edecek şekilde- kodu temizlemek, modülerleştirmek, gerekli yerlere açıklayıcı yorumlar eklemek. Bir nevi kod geliştiricisinin akıl oyununda dediği bir temizlik çerçöp.

Hayat da büyük bir proje sonuçta. Geliştiricisi de biziz. Arada durmak, düşünmek, toparlanmak gerekir.

Temizlik çerçöp!