Suya yazmak
İnternet güncesi tutmaya başladığım günlerde suya yazıyormuşum gibi hissediyordum. Yazdıklarımı okuyan yok, eleştiren yok, yazılara yorum yazan yok... Yorum yapma ve eleştirme kültürümüz hâlâ nal topladığı için geribeslenim yönünden pek ilerleme kaydedemedim ama site içeriğini takip eden, bu içerikten yararlanan birçok kişi oldu. Google Analytics ile ziyaret bilgilerini uzun süredir toplayıp inceliyorum. Ahım şahım ziyaretçi sayım yok, günde tekil 50-60 kişi. Fakat önemli gördüğüm kriter bu ziyaretçilerin sitede ne kadar süre kaldıkları, ne kadar içeriğe baktıkları. Durum hiç fena sayılmaz. Örneğin son bir ayın raporuna göre ortalama 2 dk. kalınmış sitede. Asıl önemlisi ise 10 dk. ve üstünde zaman geçiren 50'den fazla ziyaretçi olması. Temel bileşenler analizi, MATLAB örnekleri, bilimsel poster hazırlama gibi içeriklerin herbirini yüzden fazla kişi ziyaret etmiş ve bu içerikler için ortalama ziyaret süresi 5-10 dk. arası. Benzer konularda arama yaparak siteye yönlendirilenlerden birçok kişi uzun süre sitede kalmış, farklı sayfalara göz atmış. Her gün en az iki-üç kişi sitede yarım saate yakın kalıyor. İçeriğin büyük bir kısmı bilimsel veya teknik bilgiden oluştuğu için bu bana iyi bir değer gibi görünüyor. Demek ki boşuna yazmıyorum, yazılanları derinlemesine okuyan ve bunlardan yararlanan kişiler var diye düşünüyorum.
Bunları neden yazdığıma geleyim. Yazmaya başlayalı üç seneyi geçti. Anonime haykırmak zor bir iş. Ve bahsettiğim gibi anonimden geri dönüş almak da ender rastlanan bir durum. Ama site istatistiklerine bakarak durumu gözlemlemek işlerin farklı cereyan ettiğini, aktif olarak katılmasalar da sessiz bir kitlenin siz emek harcadıkça sizinle birlikte olduğunu gösteriyor. Öte yandan, yayınladığımız bilimsel çalışmaların çoğunun yalnızca birkaç kişi tarafından okunduğunu ve ardından rafa kaldırıldığını, yazar kişinin özgeçmişini doldurmak dışında kimsenin işine yarayamadığını acı da olsa görüyorum. Hâl böyle olunca da farklı yöntemlerde üretmenin önemi ortaya çıkıyor.
Bilimsel blog tutmaya niyet ederseniz naçizane tavsiyem bu konuyu düşünmeniz olacaktır. Kaliteli içerik iyi bir şarap gibi sanırım, hemen tüketilmiyor, zamanla değerleniyor ve talibi artıyor. Elbette üretimi de kolay değil. Daha anlaşılabilir ve daha dolu içerikler üretebilmek ümidiyle.
9 yorum
Sessiz çoğunluğun içinden olduğum için ve yazdıklarından gerçekten çok faydalandığım için yazma ihtiyacı hissettim.:(
Bütün yazılarını keyifle okudum. Birçok şey öğrendim. Özellikle Türkçe "akademik ya da bilimsel" içeriği olan bloglar çok az. Bu yüzden yaptığın işi değerli görüyorum.
Her iyi yapılan iş, yerini ve değerini zamanı gelince buluyor. Bende amatörde olsa konumla ilgili bilimsel bir blog tutmanın başlangıcındayım.
Gerçekten YAZMAK çok zor bir işmiş. Yorum yazmamamızın bir nedeni de bu olabilir mi acaba?
Bu yüzden yaptıklarını destekliyorum ve başarılar diliyorum.
@Ahmet: Ben de bir ses duyduğuma çok memnun oldum :) Yazmak zor gerçekten. Jack London'ın Adem'den Önce adlı eserini okudum yakın zamanda. Çevirmen, Jack London'ı tanıttığı ilk sayfalarda şöyle demiş: Hayatı boyunca 'günde 1000 kelime yazma kuralı'nı hiç bozmadı. Bu lafı çok sevdim. Yazmak işi bir egzersiz işi. Üstüne titredikçe gelişeceğini düşünüyorum.
Merhaba,
Teknik konularda blog tutmak gereksiz olabileceğini düşünüyorum. İki kere blog açtım statcounter ve google analtytics ile ziyaretçi verilerini kontrol ettiğimde teknik konuların neredeyse hiç okunmadığına dair bilgiler edindim. Daha sonra blogları kapadım bu da ayrı konu...
Çoğu bloglar, google reklamlarından gelir kazandıkları için bloglarını devam ettirmekte. Bulunabilecek birkaç blog sadece insanlara faydalı olunması düşüncesinde.
İnsanlara faydalı olmak şart, Kuran-ı Kerim'de, Allah, iyilik yapanları altından nehirler akan Cenneti vaad ediyor. Bu evreni Allah yarattığına göre kuralları Allah belirlemektedir. Allah dileseydi, kötülük yapanları cennete, iyilik yapanları da cehenneme koyabilirdi.
her ne kadar yeterince bilimsel olmasada bizde bir şeyler karalıyoruz. Ve sanırım zaman zaman benzeri duygular içine de giriyoruz. Ve benzeri bir yazıma yorum olarak
"Sen yazmaya devam ettikçe, internette böyle köşeler bulundukça, ilgilenecek insanlara kapı olacak diye düşünüyorum. Yazarlar ciddi yazdıkça, istikrarla devam ettikçe, kendisi gibi okurları buluyorlar benim deneyimime göre."
yazmıştınız üstüne bir şey eklemeye gerek yok.
"Öte yandan, yayınladığımız bilimsel çalışmaların çoğunun yalnızca birkaç kişi tarafından okunduğunu ve ardından rafa kaldırıldığını, yazar kişinin özgeçmişini doldurmak dışında kimsenin işine yarayamadığını acı da olsa görüyorum"
Ne güzel tespit. Peki devası ne ? Hani Edebiyat camiasının meşhur çekişmesi gibi "Bilim Bilim için midir Bilim Toplum için mi ?"
Bilim bilim içindir diyebilecek zenginlikte bir ülke değiliz...
Üretim cephesinde çalışan biri olarak, Ne çilelerle yapılan işlerin ne ucuz ihraç edildiğini biliyorum. İçerisinde eşeği bağlasan durmayacağı, Fabrikalarda asgrai ücretle yapılan insanların sağlıklarıyla kazanılan paraların, ne kadar kolay harcandığını...
Çok basit Teknolojiler için ne büyük paralar ödenerek ithal edildiğini görebiliyorum. Ve Memleketimizin güzide Zekalarının bahsettiğiniz gibi kişinin özgeçmişini doldurmak dışında kimsenin işine yarayamayan işlerle uğraştığını görüyoruz malesef.
Benim şahsi fikrim - belki akademik camia için küçük görülebilir ama - pratiğe dönük çalışmalara dönmek doğru olacak gibi...
ben takip ediyorum. :))
Aynı konudan bende dert yanıyordum ama hiç beklemediğin bir anda birisi ya şu yazını kullandım çok işime yaradı demesi bile bayağı motivasyon kaynağı oluyor.
Ama keşke daha interaktif bir okuyucu kitlesi olsa...
Biraz zaman geçmesi gerekiyor sanırım. Kültürün değişmesi çok yavaş gerçekleşiyor.
kişilerin önüne kopyalayıp yapıştırabileceği hazır proje değeri olan şeyler konulduğunda siteler çok iyi trafik değerlerine ulaşıyorlar maalesef. Ama bu ve bunun gibi siteler isteyene çok güzel fikirler verip insanların ufkunu açabiliyor o yüzden ismailari.com devamlılığının sürmesini temenni ettiğim sitelerden biri.
internette uzun zamandır aradığım ve aramaktan hala vazgeçmediğim şey nitelikli bilimsel yazılar yazan insanlar ve onların yazıları, bende yeterince bilimsel olamasada buna gayret eden yazılar yazmaya ve bunları okumaya çalışıyorum. bu sebeple sizinki gibi sitelerin bulunması, çok önemli...
Bilimsel içerikli yazı bulabilmek gerçekten çok zor, sanırım akademik çalışmalar bu tür uğraşların önündeki en büyük engel, ama bilim insanlar için değilse, kimin için ? Ayrıca Nitelikli olanlar meydana çıkmayınca niteliği şüpheli olanları okumak durumunda kalıyoruz. Edindiğimiz bilgilerde bizleri yanlış yönlendiriyor.
Bence yazmaya devam edin ve ısrar edin..